1 Eylül 2016 Perşembe
Uzun bir ara.
Uzun zaman oldu buraya yazmayalı, aslında yazmayı özledim fakat yazmak için içimde bir istek bulamadım. Yazmaya değer bir olay veyahut bir his, bunlardan uzaklaşmışım. kalemim tozlanmış biraz, silmenin tam zamanı diye düşündüm bu gece. Ve bende koyuldum yazmaya. Ne için, kim için olduğu belli olmadan yazmalıyım dedim. Bu aralar içimi bir korku, kaygı hisleri bürüdü. Nedenini açıklayarak sizi yormayacağım. Sadece kaygım olduğunu paylaşmak istedim sizinle, paylaşacak kimsem kalmadığından olsa gerek. Çok sevdiğim bir şiir de "Yalnızlık seni ele geçiriyorsa, yalnızca kapını açık bırak" diyordu şair. Benim şuan yaptığım tam olarak bu. Şiirin devamında ise "Elbet acı da gelecek, ama bu acı oyalanıp kalada bilir. Bir süre kalıp gidedebilir." diyerek sonlandırıyor şair şiirini. Bende açtım kollarım yalnızlığa, sarıp sarmaladım, kendi benliğime karıştırdım yalnızlığı. Durum böyle olunca oyalandı ve daha çok girdi benliğime. Bir zamanlar gölgesinden bile korktuğum yalnızlık, beni tamamıyla sarmıştı. Artık nasıl kurtulurum diye düşünmekten geçtim. İnsan bir süre yalnızlığa alışınca, onu yolculamak garip hissettiriyor. Anlatacak çok şey birikti içim de lakin kimseye bahsedesim yok. Gerçi dinleyecek bir kimse de yok. Bazen deliriyor muyum diye düşünmüyor değilim. Bu aralar kendi kendime anlatıp, kendi kendime dinliyorum. Biraz da bu durumdan sıkıldığım için yazmak istedim buraya. Bu geceyi burada noktalıyorum. Bu sefer arayı fazla açmayacağım, kendinize sağlıcakla bakın. Son olarak bir şarkı bırakıyorum buraya;
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
